İslamiyet'in, muzdarib insanlığa neler getirdiğini ve Hazret-i Muhammed'in tebliğ eylediği İslam talimatının beşeriyete nice hizmetleri olduğunu layıkıyla anlayabilmek için, o zaman ki dünya ahvaline şöyle umumi bir nazar atfetmek yerinde olur. Miladi altıncı asırda, dünyanın üstünü kalın siyah bulutlar kaplamıştı. Dünyada insanlığın en muhtaç olduğu iey huzur ve sükun, asayiş ve emniyet kalkmış gibi idi. Dünyanın bir çok köşeleri kanlı boğuşmalara sahne oldu.
Şöyleki: İspanya ve Cenubi Fransa'da saltanat davaları yüzünden siyasi boğuşmalar, kargaşalıklar vardı. Fransa'da Vizigotlarla Franklar  arasındaki nizalar, tarihin en hazin sahifelerine yazılıyordu. Anglo Saksonlar İngiltere adasını istila etmişlerdi. Orada da kanlı boğuşmalar oluyordu. Bu gün sanat ve medeniyet kaynağı İngiltere, o zaman vahşet içinde idi. Koyu bir zulüm ve zulmet içinde bocalıyordu. İtalya'da Romalılar eski şöhret ve ehemmiyetini kaybetmiş, o koca imparatorluğun merkezi olan Roma şehri, sırf dini bir merkez haline gelmişti. Bir Roma - Germen milleti camiasıyapmak, yeni bir Garbi Roma İmparatorluğu kurmak isteyen Teodorik bunu yapamadan ölmüş; dahili ve harici entrikalarla sarsıldıktan sonra Roma'da kurduğu bu Germen-Got hakimiyeti nihayet bulmuştu. Bu hakimiyetin hudutları Sicilya'dan Tuna kaynaklarına ve Dalmaçya Alplerine kadar uzanan sahalarda bulunuyordu. Bizans eski tarihi şöhreti silinmiş, sönük bir halde idi. Şarki avrupa garpten, Ren nehrinin döküldüğü yerden başlayacak doğuda Tuna'nın ağzına kadar kargaşalık içinde çalkalanıyor,yeni yeni istilalara maruz bulunuyordu.

About the Author
0 yorum:
Yorum Gönder